24 Ağustos 2011 Çarşamba

Yasıyorum iste mutlu mesut


Gittin, hayatımın şekli değişti, düzenim alt üst oldu.
Odamın düzeni berbat.
Sana kamera açacağım diye hep düzenlerdim.
Artık düzenleyemiyorum...
Geçen gün verdiğin hediyeleri bir karıştırayım dedim.
E birde maziye dönmek istedi canım.
Kararlıydım bu sefer ağlamayacak ve isyan etmeyecektim.
Gittim.
Bana verdiğin hediyeleri sakladığın kutuyu açtım ilk önce.
Büyük bir heyecan vardı içimde hani ilk verdiğin anı hatırlar mısın ?
O zaman şaşkınlıktan teşekkür bile edememiştim.
Onun gibi oldum...
Sonra verdiğin deniz yıldızına baktım.
Benim için kendi ellerinle toplamıştın.
Son verdiğin notları bir bir okudum.
Hepsinin içinde sevgi ve emek vardı.
Ne yalan söyleyeyim biraz gözümden yaş geldi.
Hayır Hayır yalan söylemeye hakkın yok !
Ağladın işte yalan söyleme onur!
Bana verdiğin Puzzleye elim gider oldu.
Sonra biraz duraksadım.
Cesaretim yetmedi bakamadım.
Hemen apar topar topladım onu yerine koydum.
Birde verdiğin kalem hep elimde yazamıyorum bitmesin diye.
He bu arada parfümün az kaldı. Sıkamıyorumki kokun gitmesin diye.
Eskiden yastığıma sıkar uyurdum...
Şimdi ise sıkamıyorumki. Korkuyorum...
Korkuyorum çünkü yastığımı biri koklarda sana aşık olur diye.
Birde aldığın kaplumbağa var.Birde nazar ayeti
Nazar değmesin diye almıştın ama ne yazıkki nazar değdi be güzelim.
E biraz oturdum ağladım. Ne yalan söyleyeyim halime acıdım ağladım.
Sen gittikten sonra herşey çok değişti be güzelim.

Buğlem konuşmaya başladı. "Onuyy" diyor. Birde
"Elif" de diyorum o bile biliyor gelmeyeceğiniki elif demiyor.
Buğlem elif dese gelir misin ?
Annem çok sevinçli bu aralar sanırım üniversiteyi kazandım diye.
O sevincini bozmamak için saçma sapan fikirleri kafamdan atıyorum!
Gizemde tutturdu. Bir telefon sevdası. Anne - Baba telefon alın diyor.
Arada geliyor yanıma. Abi elifin telefonu neydi diyor ?
Git başımdan diyorum. Sonra ağlamamak için zor tutuyorum kendimi. Sonra..
He birde kek yapmayı öğrendim.
Hep sana derdim ya "Kek yap getir bana" diye.
Ve hiçbir zamanda yapıp getirmezdin.
Kısmet olmadı kekini yemek.
Kek yapmayı öğrendim tek başıma biraz acılarımdan kurtulmak için öğrendim işte
Hatta desen bile verir oldum.
En üstüne "E" HArfi yapabiliyorum.
Bir de öyle bir güzel oluyorki.
Yani yiyenler öyle söylüyor ben yiyemiyorum...
Resmini çekip gönderirim bi ara istersen.
Bu aralar gülemiyorum.
Gerçi sen gittiğinden beri gülemiyorumki.
Gülüşümü sakladın mı giderken ?
Yada yanında mı götürdün ?
Dişlerimi fırçalar oldum bu aralar.
Hani hep derdin ya "Camış dişlerini fırçaladın mı ? "
Bende hep yalan söylerdim. Ne yapıyım zor geliyordu fırçalamak.
Şimdi her yemekten sonra fırçalıyorum sevgilim.
Hatta "Evet fırçaladım sevgilim" diyorum
Duyuyor musun ?
Annem bu aralar inadına mı ne Mercimek çorbası yapar oldu.
Unutmadım sevgilim sen çok severdin.
Belki o gün o an birlikte o çorbayı içiyoruzdur diye istahla içiyorum
Tabağımda bırakmıyorum.
Birde senleyken yediğim "Kaşarlı Tostu" yemez oldum bu aralar.
Annem yapıyor arada. Tam elimi götürüyorum bir elimde çay tabi.
Aklıma sen geliyorsun.Sonra yine üzlüyorum sonra yine ağlamamak için zor tutuyorum kendimi.
Sonra diyorum ki gelicek!
İşte ben böyleyim sevgilim.
Yaşıyorum iste mutlu mesut.
Sensizlikle yaşar oldum. Alıştım sayılır biraz yani ehh.
Yalan söylemeyi hiç beceremem biliyorsun.
Alışamadım yokluğuna.
Hergün camdan bakıyorum belki sana benzeyen bir süliyet geçer diye.
Ama hergün hüsran.
Sonra birde bu aralar hep telefonumun ışığı yanıyor.
Tam diyorum o mu mesaj attı ?
Sonra bakıyorum ya Turkcell yada "Batarya Boş".
Oysaki sen varken ne Turkcell mesaj atardı.
Nede telefon "Batarya boş" Derdi.
He şunu unutmadan sokaktaki her dilenciye para verir oldum.
Sırf "oğlum Allah sevdiğine bağışlasın" dediği için.
Ee param kalmayacak ama olsun.
Belki biri içten dua etmiştir.
İşte ben böyleyim sevgilim.
Gelmek istersen buyur gel tamam mı ?
Kızamamki sana..
Yeterki gel olur mu ?
Saat 10:10 Sanırım uykunda bile beni düşünüyorsun.
Galiba kendimi önemli hissettim. Pardon Özür dilerim.
Sen bu saatte hep uyurdun unuttum.
Ben hala bekliyorum seni.Gelmesen bile bekliyorum
Mesela senin uyuduğun saatlerde bile seni bekliyorum.
Gece vakti gelirsin diye geceleri fazla uyumaz oldum.
Gelipte beni göremezsin diye artık evden çıkmıyorum.
Gelipte beni güçsüz aciz görme diye artık kendimi geliştiriyorum.
Sanırım abinin neden evlenmediğini anladım.
Onunda sevdiği biri vardı bu hayatta. Ve o yüzden evlenmiyor ve belkide oda benim gibi birini bekliyor..
Hani diyordun ya abime benzetiyorum seni onun gibi güçlüsün.
Belki bu özelliğimizde benziyordur olamaz mı ?
Galiba bende abin gibi olacağım. O yaşıma kadar kimseyle birlikte olmayacağım. Seni bekleyeceğim.
Mesela benim bir yuvam olmayacak senin gibi.
Eşimi bekleyeceğim bir evim olmayacak.
Çocuklarımı seveceğim bir evim olmayacak.
İçini senle döşeyeceğim ufak bir evim olmayacak.
Beyaz bir jeep'im  olmayacak belki.
Adlarını koyacağım 2 ufak çocuğum olmayacak.
Oysaki sen olsaydın isimleri bile hazırdı.
Söylediğini duyar gibiyim. Şifa ve Ulaş dimi ?
E diyeceksinki adam ! Senin hiçbirşeyin olmayacak mı bu hayatta.
Olacak sevgilim. Benim ufak bir evim olacak. İçine misafir gelmeyen.
Arada temizlikci gelir belki oda ayda yılda bir.
He birde hani çok sevdiğim hatta makarasını bile yaptığım köpeğim olacak.
Cinsini unutmamışsındır umarım ?
Husky dediğini duyar gibiyim. Hatta belkide salak benden sonra en çok sevdiğin şey oydu der gibi oldun boğazında düğümlendi belki...
Arada kek yaparım. Onun içine sana olan sevgimi katarım.
Ve yemem köpeğime de yedirmem.
Çıkarım dışarıya. Sana inat el ele tutuşan bir sevgiliye veririm.
Onlar yesin onlar hak ediyor onlar birbirini bırakmadı bırakmayacaklarda belki ! Onlar hak ediyor bunu işte.
Belki onlardan biri sen ve o olabilir. Size veririm. Siz yersiniz içine sen kattığım keki.
Yine saçmalıyorum sevgilim.
Ara sıra yazarım sana. Hatta belki günde bir kaç kere...
Seni seviyorum çalıkuşum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder