16 Kasım 2016 Çarşamba

öyle bir yara işte.

Öyle yaralar var ki yarabandı olmuyor, yapamıyor.
Öyle yaralar vardır ki en dibine kadar canın acıyana kadar durmadan dikiş atmak gerekir.
Hayatımıza giren herkes yarabandı mı acaba?
Herkes dikiş mi yoksa?
herkes dikiş veya yarabandıysa neden bu acın dinmedi? bitmedi? her kaybedişte yine ilk sızı ilk acı akla geliyor?
sanırım kimse yarabandı ve dikiş değil.

hayatımıza giren herkes gittikten sonra öldü mü? varsaymalı? en azından kalbimize bunu inandırmalıyız. o ölmeli, sen onu kaybeettin diyip avutmalıyız kendimizi. öyle bir yara dediğimiz yara belki o zaman kapanır. onun öldüğüne inandırarak. ne acı di mi? senin ölmen gerekirken onu öldürüyorsun, aklında fikrinde teninde...

sen gittin mi?
sen öldün mü?
kalbim gitti.
aklım öldü.

sen
hiç
gel
me
din

7 Kasım 2016 Pazartesi

hiç öldün mü!?

sizin hiç sevdiğiniz evlendi mi?  onu evlilik yolunda gördünüz mü? nişanında, düğününde kınasında ya sizin hiç sevdiğiniz kadın evlendi mi? hüngür hüngür ağlayıp içiniz çıkarken bile o mutlu olsun dediniz mi? siz hiç öldünüz mü!

ben öldüm.
ben gördüm
ben duydum.