5 Nisan 2012 Perşembe

Hatıra Defteri...

Her Yazdığım Kitap, Seninle Geçen Günlerimin Hatıra Defteri…


Öylesine, amaçsız ve başıboş gezdiğimi fark ettim bugün. Hani seninleyken olandan çok başka bir histi bu yaşadığım. Sabah uyandığımda banyoya gidip yıkarken yüzümü, fark ettim ki; artık aynada bile kendimi göremiyorum…

Dinlediğim şarkılar, okuduğum kitaplar, izlediğim filmlerde hep sen, ben ve biz varken, yediğim içtiğim, seninleyken gittiğim yerler artık bana acı bir tat veriyorken, anladım ki; artık nefes alıp verdiğimi bile bilmiyorum…

Beraber gittiğimiz yerlere şimdi benim dışımdaki sevdiklerinle gitmek nasıl bir duygu? Aklına geliyor mu güneşlenirken başımı çevirip sadece sana bakıp kulağına fısıldadıklarım? Ya aynı tadı veriyor mu bensiz oralarda yediğin haşlanmış mısır? Ben senin olmadığın saatlerde gittiğimde oralara, hissettim ki; her köşesinde izlerini bırakmışsın, ama nedense bizden bir iz göremiyorum…
Bazen öyle bir ağır geliyor ki yokluğun. Tıpkı senin gibi, çıkmıyorum günlerce yataktan. Beni düşündüğünü, bensiz olmaya alışmaya çalıştığını, yokluğumu herkese ilan ettiğini, ve beni görmeden sevemeye and içtiğini biliyorum da kahroluyorum, ve bilmiyorum bu kadar severken neden acıya boyun eğdiğini. Neden beni terk ettiğini, onca yılı nasıl heba ettiğini, bensiz nasıl güldüğünü düşündükçe mahvoluyorum da, bir türlü sana söyleyemiyorum…

Her yazdığım kitap, seninle geçen günlerimin hatıra defteri. Ve ben o sayfalarda aylardır bakıyorum bakıyorum, seninle beni görüyorum da, bir türlü bizi göremiyorum…

Eskiden diye başlayan cümleler kurmam bir daha, sırf sen sevmiyorsun diye. Sana ne kötü şeyler yaşatmışım diye düşünüyorum düşünüyorum, en çok da ‘senin yüzünden kaç yıldır doğru dürüst doğum günümü bile kutlayamadım’ demene kahroluyorum…

Acıların en büyüğünü yaşatırken sen, içimdeki döneceğine dair umudumun büyüklüğünü bir bilsen… Hani diyorum beni boş ver, benimle geçen yıllara kıyamaz. Hani diyorum beni boş ver, göğsümün sol tarafına yaslandığı günleri unutamaz. Hani diyorum beni boş ver, her gece ona kurduğum, ona adadığım sözleri unutamaz. Beni onsuz, beni yersiz yurtsuz bırakmaz, bana cennette cehennemi yaşatmaz.

Aynamın karşısına geçip her sabah ve her gece, dilimden dökülen işte bunca hece.
Söylüyorum söylüyorum ama artık nedense ben bile aynada kendimi göremiyorum…

Seni seviyorum, a ölümlü bedenime sığdırdığım ölümsüz sevdam. A kalp atışlarımın tek müsebbibi, a tek nedeni her gece ki mide kramplarımın, a yeryüzünün tek… Neyse bugün öğrendim daha çok güzel bir neden, seni unutmamam için. Diyordu ki bir yazıda; Tanrı yı bile görmeden seviyoruz, bir insanı neden görmeden de sevemeyelim! Onca sene yanımdayken kıymet bilip de yanımda kalmanı beceremeyen ben, şimdi sensiz seni sevmeyi başarabilirim belki. Her gece başını yastığına koyduğunda, elin telefona gittiğinde ve beni her düşündüğünde bil ki senden asla vazgeçmedi bu serseri, hala sana aşık hem de ilk günkü gibi. Ve unutma her yazdığım kitap seninle geçen günlerimin hatıra defteri, gözyaşları sayfalarında gizli. Ve sen unutma bu çukur çeneliyi, her daim seni seven, senden başkasını yar bilmeyenini…
Sen rüyaya dalmadan önce, burnum saçlarını kokladı say, ellerim ellerini okşadı. Ve ben döneceğin günü burada, hayata tutunmaya çalışan bir ölümlünün incecikte olsa o umudu ile beklerken bil ki, artık gülmeyi unutmama ramak kaldı. Hiç sevmem bilirsin matematiği, sensiz geçen günleri saymaktan aklım, mantığım tıkandı. Ve her gün her gece aklım kalbim ve ruhum sende kaldı…

Her yazdığım kitap seninle geçen günlerimin hatıra defteri, işte buda onlardan biri.

1 yorum:

  1. http://www.dailymotion.com/video/xejbyo_kaan-altynova-ystanbul_music

    YanıtlaSil