8 Eylül 2012 Cumartesi

hastayim...

eski onur yok sevgili... sadece tek kelime hastayım... her zamankinden çok ihtiyacım var sana... sesine. yazına. beni dinlemene.. akıl vermene. Kısacası sana çok ihtiyacım var...

oturdum, düsündüm, agladim, bekledim...

sessizce oturdum kuytu bir köşeye. sırf herkesten uzaklaşıp seninle baş başa kalmak için... sensizdim. sadece senindim. tıpki gidişindeki gibi. sonra birden bire yağmurun başlaması gibi yokluğunun etkileri başladı. önce en güzel anlar geldi gözümün önüne seni güldürdüğüm anlar, seni beklediğim anlar, hastayken yanımda olduğun anlar, tesadüf üzerine annemin senin duyduğu an geldi ve ilk konuştuğumuz an hatırlar mısın hani gülemem somurtuk olurum demiştim. ama ne hikmetse ilk başta ilk kez sesini duymama rağmen daha önce hiç bu kadar gülmemiştim. sonra o anların verdiği mutlulukla biraz ağlayı verdim ne yalan söyleyeyim. erkekler ağlamaz sözüne inat ağladım oracıkta. e biraz yokluğunun verdiği hüzünde vardı.

sonra ne olduysa birden bire yokluğun içime öyle bir işledi ki sanki her yanım sen olmuştun. hani geçenlerde bi yağmur yağdı bilir misin? heh işte o misali göz yaşları düştü, uzaklaştı benden sen gibi...
seni özlediğimi, seni çok sevdiğimi söyleyerek bağırarak ağladım pardon haykırdım... Alt komşu gelip "Onur ne oldu?" demesiyle anladım haykırdığıım. Neyse buraları geçeyim. tek kişilik yalnızlık senfonisi işte. ağlak bir adam, hatırlanılan geçmiş, özlem, sevgi...

şuan bir yandan resmine bakıyorum, bir yandan ulan neden böyle olduk biz? çok mu günahkardık ayrıldık? çok mu sevdik ayrıldık? diyerek seni yaad ediyorum. elimde vermiş olduğum kaplumbağa var. seni özledikçe sıkı veriyorum canımı acıtanadek.. vermiş olduğun parfüm hala yanı başımda kokun gitmesin birileri duymasın kokunu hissetmesin seni benden başkası diye sıkmıyorum etrafıma. sadece burnuma yaklaştırıp en derin nefesimle çekiyorum.  bir yandan hani yapmış olduğun puzzle vardıya ona bakıyorum oynamaya kıyamıyorum aman ha bozulmasın onlarda bizim gibi  ayrılmasın onlar! onlar biz olmayacak hep beraber olacaklar hiç ayrılmayacaklar...

 a sevgili, a yar, a çalıkuşu a sevdiceğim...

Bazen nereden tanıdım da seni neden bu kadar aşık oldum. neydi seni bana bağlayan, neydi bu denli unutulmamazlık neydi? diye düşüncelere dalıyorum. inan cevabını bulamadığım tek soru bu. Belki ilkler olduğun içindir, belki ahlakın, belki güzelliğin, belki iyiliğin belki...

Geçen sen yokken konun açıldı belki kulakların çınlamıştır sevgili, annemle seni andık. fındık toplarken densizin biri çıkıp "onur senin sevgilin var mı?" dedi. O an sustum cevap vermedim oysaki "evet var ulan, solumda! adı da elif!" diyemedim... Desem ya salak zannedecekler ya deli yada aşık... sessizce "yok" kelimesi çıktı ağzımdan... Daha sonra annem araya girdi. Vardı bir tane adı elifti. Çok güzeldi "Mavi" gözleri var dedi. Ulan baksana annem bile hala unutmamış seni ve yine karıştırır oldu göz rengini... Daha sonra konyalıydı dedi. Kendisi gibi ahlakıda güzeldir dedi, tanışmadık ama sesini duydum bir kaç kere dedi işte... Sahi sevgili sen anneme ne yaptın böyle? Onun içine nasıl işledin? Onu nasıl sevdirdin kendine?

Neyse sevgilim, başım ağrıdı ağlamaktan sulu gözlü olmaktan. yazamıyorum artık içimi dökemiyorum...

kimse bilmeyecek aslında sen solumdasın...

19 Ağustos 2012 Pazar

onlar hic bilemeyecek bayramin sen oludugunu

sanırım bu yazımda hiç yokluğundan yada duygusal bir anıdan bahsetmeyeceğim. mutlu mesut bir yazı olmasını istiyorum nede olsa bugün bayram.

Eskiden tüm bayramlarımı ilk sen kutlardın... Toplu bayram mesajlarıyla değil sırf bana özel yazılmış mesajla tatlıda olurdu. Sevinirdim açıkcası hemen orada duygularımı belli edemesemde sevinirdim içimden ve sen bunu hiç bilemezdin. He birde bayramlarda hep bi pot kırardın ailene karşı. Hatırlar mısın sevgili?

Annemin, babamın kardeşimin bayramını kutlamanda hoşuma giderdi, yani sen söylemesen bile telefonda bana söylerdin ya oda güzeldi. Aynı şekilde bende senin kutlardım güzel olurdu.

Şimdi sen yoksun ya benim bayramımım kimse kutlamıyor. Kimse senin gibi özelmesaj atmıyor. Yani kısacası toplu mesajlarla kutlanan basit bir bayram, he birde arada bazıları arıyor fedakar olan arkadaşlarım. Toplu mesaj sevmediğimi bilenler de bazen özel mesaj atıyor bazıları ise hiç atmıyor. İşte böyle sensiz bir bayram böyle geçiyor sevgili. Bayramlıklarımı bile alamadım çünkü sen varken bayram bayramdı benim için, bir günöncesinden çıkıp çarşı pazar mağaza gezip bayramlık bakardım hatta ondan önce seninle bilgisayardan siteleri gezerdik, aşkım bu bayram ne giysem diye? Ahh! ne güzelde olurdu onlar. Şimdi olsanda beraber seçsek...

Yakın zaman içerisinde gidiyorum buralardan, senin olduğun yere.. Hani evimizin temelinde olan ufak minik taş vardıya hani üzerinde"Sonsuzum." "elif ve onur" yazan eve gidiyorum. Anılar biraz beni bekler di mi?

Belki sen gelirsin diye telefonumu, msnimi hep açık tutuyorum sevgili... Hiç kapatmıyorum geçmişe inat... Ve hiç gelemeyceksin diye umutsuzluğa kapılmıyorum. Biliyorum birgün bu şehir seni bana getirecek. Hem duamıda ettim bu sabah."Allahım ne olur elifi benim hayırlım yap, hayırlım o olsun sen her şeyi gören ve bilensin" dedim. Sahi sence bu dua kabul olur mu? Hemde içimden taaa senin olduğun yerden ettim. birazcıkta gözümden yaş geldi ederken zaman neyi gösterecek bilinmez ama inşallah kabul olur di mi sevgilim?

Şimdi sokakta herkes çıkmış bayram sevincini yaşıyor ben ise sessiz sakin bir köşede oturuyorum gelenlerin ellerinden sıkmıyorum yabani oldum diyebilirim. Bir köşede sessiz sakin oturuyorum.

Aslında onlar hiç bilemeyecek asıl bayram senin bana geldiğin gün olduğunu sevgili...

13 Ağustos 2012 Pazartesi

bana kimse "o hiç öyle olmuyor çocuk" dememişti ki...

ayrıldığın zaman her şeyden kurtulacağını düşünür ya insan o hiç öyle olmuyor. Her şey tekrardan başa sarıyor, tüm hatıralar tüm umutlar tüm sevgilier tüm anılar... kısacası onun yokluğunda bile her şeyi baştan yaşamaya başlıyorsun. ayrılmayı sen istesen bile bunu yapabiliyorsun. insanın elinde olmadan geçmişi yaşaması gibi. önce ufak ufak hatırlamaya başlıyorsun anıları, sonra en olmadık yerde aklına geliyor... bir bakmışsın hatıralar sen olmuş... kimi zaman ağlamaklı oluyorsun, kimi zaman onsuzluğun demini yeniden yaşarcasına yaşıyorsun... her şeyden kurtulacağını düşünürsün ya o hiç öyle olmuyor...

bittiğinde tüm acıların zamanla dineceğini düşünür ya insan o hiç öyle olmuyor. aksine o acılar gün be gün büyümeye devam ediyor. yavaş yavaş milim milim büyümeye devam ediyor. onun varlığında çekmiş olduğun acıları aratabiliyor bazen ki zaten hep aratıyor... kimi zaman bu acılar hatırayla büyüyor kimi zaman bir kalem kimi zaman bir puzzle kimi zaman sokakta ona benzettiğin bir yüz ile... git gide büyümeye başlayan bu acıyı nasıl durdurabilirim diye düşünüyorsun arada ama nafile. çünkü o başlamıştır bir virüs gibi içine işlemiştin zamanla seni ele geçirebilecek cinsten... zamanla sende bilirsin bunun geçmeyeceğini işte o zaman tüm bedenin o acı olmuştur. tüm bedenine işlemiştir o... ve artık hiçbir zaman peşini bırakmayacaktır. Onunla yaşamaya alışmalısın belki de... Solunda kalan acı misali...

Oysaki bana

kusura bakma ama o hiç öyle olmuyor çocuk....

demediler...

gitmek gerek

Gitmek. Her şeyi herkesi bırakıp hemde öylesine. belkide yüz üstü bırakıp. Gitmek...
Nedense bu aralar sadece yapmak istediğim tek şey bu. Her şeyi herkesi bırakıp gitmek...
Adımı unutmak, kafamdakileri unutmak, elbiselerimi ve kim olduğumu unutmak istiyorum. Sahilin oradaki bi bankda oturup dünyada neler olur? İnsanlar ne yapıyor? bakışları ile bakmak istiyorum etrafa... sanki dünyaya ilk kez gelmiş gibi...

Biraz da senle başbaşa kalmak istiyorum. Başbaşa derken hemen buluşma anlama sevgili! Kalbimdeki, solumdaki seninle... Onu dinlemek istiyorum biraz... hayatımı ona göre şekillendirmek, ondan yardım alma, onu hatırlamak ve biraz daha çok onun olmak istiyorum...

Devrik cümlelerimde nereye koyacağımı unuttuğum yüklemime bir yer bulmak istiyorum. belki bu sefer cümlelerim düzelir belki de hayatım düzelir? Sahi bunun hiç mi imkanı yok sevgili?

Birazcıkta insanlara güvenmek istiyorum, biliyorsun senden sonra kimseye güvenemez oldum. Senden sonra her kim olursa olsun karşımdaki ona daha da çok kırılır daha da çok umut besler oldum. Umut besler oldum derken duygusal anlamda değil yanlış anlayıp kıskançlık triplerinin lüzumu yok şimdi.
İş anlamında dostluk anlamında...

Biliyor musun? Bu sana biraz garip gelecek ama. Sen olduğun zaman tek dostum senmişsin... Bana sonsuzadek tek inan, Sen başarırsın, sen yaparsın sen kimin hayatısın! diyen kişi birtek senmişsin. Senden sonra kimse bunları demedi , diyemedi...

Öylesine her şeyi bırakıp gitmek istiyorum. Tüm benliğimi tüm kimliğimi kaybederek gitmek...

Gitmekyalnızolmakgerekbazen...

8 Ağustos 2012 Çarşamba

sadece güvenmek istiyorum

Senin yokluğun her geçen gün artmaya başlıyor biliyor musun sevgili? Bazen öyle bi oluyorki dayanamayacak gibi oluyorum yakmak istiyorum bu dünyayı, yakmak istiyorum o kadar mesafeyi sana gelmek istiyorum da gelemiyorum işte. gitmek istiyorum bazen yaşadığın yerlere belki karşına çıkarım belki senin olduğun yerde seni görürüm diyorum ama göremiyorum ki sevgili gidemiyorum korkuyorum...

Bu aralar canımı çok sıkıyorlar sevgilim. Bu hayatta sadece brine güvenmek istiyorum sadece tek bi kişiye tüm her şeyimi ona emanet etmek istiyorum ne bileyim zor zamanımda yanımda olsun, senin yokluğunda onunla konuşayım. seni ona anlatayım istiyorum ama hiç bir zaman bulamıyorum sevgili öyle birini çıkmıyor karşıma... Tam çıktı diyorum ulan bu adam gibi adam diyorum. Oda adam değilmiş sevgili.

Sadece birine koşulsuz şartsız güvenmek istiyorum sevgili. Bir seferliğinede olsun bir kereliğinede olsun sadece güvenmek. Oda bırakıp gitmesin istiyorum. Kimse bırakmasın işte beni. Yalnızım zaten. Kimsem yok öyle dolu olduğuna bakma. Kimse dinlemiyor ıssız gecelerde yokluğunu. Kimse olmuyor yanımda kimse seni bilmiyor anlatamıyorum.

En boktan zamanımda yazarak seni anlatıyorum, zaten hayatımda 3-5 kişi var sevgili onlara sımsıkı sarılıyorum. Kaybetmemek için. Senin yokluğundan sonra birde onlarınkini kaldıramam bilirsin. Üzülürüm her gidenin ardından en çokta sana üzülmüştüm bilirsin. Öyle işte sevgili.

güvenmek istiyorum sadece tek bir kişiye senden sonra seni anlatabileceğim.

sadece güvenmek istiyorum çok mu şey istiyorum sevgili? Söylesene ne olur? Çok mu sabırsızım? Çok mu benimsiyorum herkesi sadece güvenmek istiyorum...

güvenmek istiyorum.

29 Temmuz 2012 Pazar

ben hic degismedim sevgili

lafların banaysa sevgili ben hiç değişmedim hala aynı benim. Sadece karakterimin yapmamın gerektiğini yapıyorum. sırf birazcık daha yakınında olmak için. ama sanırım sen ne burada yazanları okuyorsun nede anlayabliyorsun. takmıyorum birtanecik sevgilim, takmıyorum hayalim. takmıyorum dünüm yarınım. üzülmüyorum beni suçluyorsun diye. kendine dikkat et olur mu? beni böyle bilmeye devam et. seni seviyorum.

28 Temmuz 2012 Cumartesi

Kutlu Mutlu Olsun...

Kutlu olsun sevgilim yeni bir yaşın. sevdiklerinle, sevenlerinle mutlu bir ömür geçirmeni dilerim. Gözünden yaş düşmesin sakına hiçbir zaman. Hep gülümse sen hiç ağlama olur mu? Hayallerinden de asla vazgeçme biliyorum geçmezsin benim sevdiğim kız hiç vazgeçmezdi hayallerinden. Hep mutlu ol sevgilim...

Yeni yaşın kutlu olsun... Seni saramadım ya doğum gününde, ilk ben kutlayamadım ya, hediyeni ilk ben veredim ya olsun sevgili... Ben hiç üzülmüyorum bunlara takma olur mu? Kıskanmıyorumda başkaları kutluyor ben kutlayamıyorum diye.. Seni hep seviyorum..


Şifa  ve ulaşında doğum gününü kutlar sevgilim, hediyelerini veremediler ama olsun. Seni hep seviyorlar onlarda benim gibi...

He  unutmadan aşağıdaki sana gelsin birtanem.
Fatih Zengin - Doğum gününde dinlersin olur mu?



Seni çok sevdim. Kutlu Olsun Sevgili...

26 Temmuz 2012 Perşembe

baska rollere bürünmek gerek bazen onun için.

Başka bedenlere bürünmek... Eskide arkanda ne varsa bırakıp lanet olası bir karaktere bürünmek gerekir kimi zaman. Bazen bu karakter onu ne kadar kızdıracağını bilseniz bile yapmak zorundasınız çünkü ancak ona o şekilde yakın olabilirsiniz.

Seni daha yakından hissedebilmek için, konuşabilmek için farklı bir karakter oldum artık. ama kızma sevgili benliğim asla değişmedi sadece ufak bir tiyatro gösterisinin yada sinema filminin içinde figüran sahnesi olan bir insan gibi rolümü ezberledim, oynadım, oynuyorum.

Belki sana saçma gelebilir ama bunu yapmak zorundaydım. Başka karakter olmam gerekti. sana yaklaşabilmem için. Sakın kızma neden o karaktere büründün diye çünkü neden sensin.

Hani her karakterin zorluğu vardır ya sevgili bunun da var işte kimsecikler anlamsın diye, kimsecikler bilmesin diye iğrenç bir insan modeli çiziyorum. küfür ediyorum millete sataşıyorum ama biliyorum ucunda sen varsın. ucunda sana bir merhaba sana bir selam sana bir özlem var.  işte bu yüzden bu hayatı farklı karakterlerde yaşamak gerek.

Üzgünüm sevgilim sana bunları yaşattığım için, benim hakkında böyle düşündüğün için. Eğer burayı okursan bana birazcık hak ver olur mu? Onların hiç birini isteyerek yapmıyorum inan bana sırf birisi anlamasın birisi duymasın diye. Hani derler ya rolüm bu benim her türlü karaktere girerim her türlü numarayı yaparım. O misal. Ama benim rolümün sonunda ne bir para var , ne bir ödül nede şan şöhret. Tek bir şey var sevgili. "bir merhaba." o bunların hepsine değer biliyorum.

şimdi rolüme dönmem gerek sevgili. gitmem gerek. Seni seviyorum. Seni çok özlüyorum bunu bilmeni isterim.

Artık farklı bedenlerde değiliz farklı rollerde farklı yüzlerdeyiz sevgili...

19 Temmuz 2012 Perşembe

uzaklardan sevgi getirdim... uzaklardan özlem getirdim...

Bu aralar baya bir boşladım seni farkındayım. Özlemlerimi, duygularımı kısacası içimdeki seni anlatamadım uzun zamandan beri sana. Biliyorum kızmıştırsın sen,  hatta küfür bile etmiştirsin. Haklısın sevgili bu aralar aksattım seni...

Ne kadar içimde saklsamda seni, ve bir o kadarda dışarıya vurmak istesem seni bazen yazmaya gücüm yetmiyor. Yazsam çünkü boşaltacağım oracıkta içimde ne varsa. ara ara sokakta, yolda metrobüste içimden hep seni konuşuyorum. Sana şiirler yazıyorum. Beklediğim her otobüs durağında senin uğruna yazılmış binlerce şiirim var, anım var bilmezsin sevgili.
Tam yazmak istiyorum, elim kağıtlara gidiyor. Sonra bir bakıyorum hemencecik orada ağlayı vermişim, işte bu yüzden yazamıyorum. Eğer orada yazarsam yine sana gelirim, eğer orada yazarsam yine seni bulurum, eğer orada yazarsam yine mahvedebilirim seni. Bu yüzden dayanmaya çalışıyorum. Nereye kadar dayanacağım bilmiyorum ama dayanmaya çalışıyorum.

Bazen öyle bir canım çekiyorki seni oracıkta olsan sarılırım boynuna hayatta bırakmam inan bana sevgili. Bazen öyle bir istiyorumki seni görmek oracıkta görsem bir daha kimseye bakmaz bu gözler inan bana sevgili...

Bazense boktan insanlar beni üzüp duruyor, takıyorum onları bilirsin beni saçma olduklarını bile takıyorum. Daha fazla takmamak için senin vermiş olduğun nasihatlar geliyor, "Takma aşkım derdin" bu bile yeterdi benim için. İşte bunu hayal ediyorum ve daha fazla üzülmemi engelliyorum. Baksana sevgili senin yokluğunda bile senin nasihatlarınla ayakta duruyorum sen neymişsin benim için!
Pardon!!! senin yokluğunda mı dedim? Ulan sen hiç gitmedin ki! hep solumdaydın pardon unutmuşum sevgili kusuruma bakma! ve kızmada!

Seni çok özledim, seni çok sevdim bunu bilmeni isterim sevgili! Eski sevgililer gibi değilmişsin sen sevgili... Her geçen unutacağıma her geçen gün içimdeki elif isteği, elif sevgisi büyüyor anlamış değilim! Bazen çok komik durumlara düşüyorum, hani sana klasik gelecek ama her gördüğüm kapalıyı sen zannediyorum yüzlerine dikkatlice bakıyorum. Kimisi takık diyor, kimisi salak  bazende sapık diyen olur belki ama bilmiyorlarki sevgili her kapalıda seni arıyorum. Belki senmişsin diye bakıyorum işte gördüğüm her kapalıya oysa senin olmanı o kadar çok istiyorumki her baktığım süliyette. Bazen geçtiğimiz yerden geçiyorum, işte oralarda ölüp ölüp diriliyorum dayanmak zor geliyor orada ama ufak bir şey umut veriyor adını bilemediğim belki senin geçtiğin yerden geçiyor olabileceğimin heyecanı olabilir. Belki de aynı yerden farklı zamanlarda nefes alıyor olabilmemiz olabilir di mi sevgili.

Neyse sevgili daha fazla başını şişirmeyeyim. Arada yazacağım sana yine, sakın ha yazmıyorum diye özlemiyor, sevmiyor, unuttu diye düşünme. Aksine her geçen gün bunlar kat ve kat yükseliyor., büyüyor.

Seni çok seviyorum, seni çok özlüyorum. Seni çok istiyorum...

Her durakta sana biriktirdiğim yazılarım var benim.
Çalıkuşum...