Kutlu olsun.. Hatun kız doğum günün kutlu olsun. İyi doğmuşsun. Çünkü şuanda aptal gibi aşık olduğum kadını hayata getirdin. İyi doğmuşsun...
Annenin doğum gününü unutmadın demi ? Unuttuysan trip atarım bak!
He birde benim yerime ellerinden öp, ne kadar nefret etse de benden yada sevmesede yine de bunu yapar mısın ?
Nice senelere...
EOŞU || Elif'im noktalandı... 01.11.11 /// ** /// Elveda Ömrüm 16.11.2011 Ve şunu asla unutma.Seni hep sevdim, seviyorum s'onsuzum.
15 Nisan 2012 Pazar
13 Nisan 2012 Cuma
Sensiz Günler...
https://www.facebook.com/video/video.php?v=1428290194054 bunu dinle olur mu?
Bu arada sevgilim, abin ile bir sitede bağlantı kurmak için istek gönderdim. Sanırım kabul edecek belkide etmez zaten geçen gün benim o sitedeki profilime bakmış. O yüzden ekleyeyim dedim.. (facebook değil korkma...)
Kendine dikkat et, seni çok seviyorum, seni çok özlüyorum...
Bu arada sevgilim, abin ile bir sitede bağlantı kurmak için istek gönderdim. Sanırım kabul edecek belkide etmez zaten geçen gün benim o sitedeki profilime bakmış. O yüzden ekleyeyim dedim.. (facebook değil korkma...)
Kendine dikkat et, seni çok seviyorum, seni çok özlüyorum...
Meğer ne kadarda çok sevmişim seni...
sensiz günlerde anladım bunu...
seni çok seviyorum...
Gitme gülüm sensiz olmaz...
Mutlaka dinle sevgilim... Uzun süreden beri yazmıyorum diye kızıyorsun biliyorum. Bu aralar çok yoğunum e bir de annenin doğum günü yaklaşıyor, moralini bozmak istemiyorum. Hani olur da okursan ve üzülürsen diye yazmıyorum ha başka bir sebebi yok. Bir de sinirlenirsen gel bana patla olur mu? Kırma kimseleri, ama kırabilirsin beni...
Sana yazacak ve söyleyecek o kadar çok şeyim var kki sevgilim. Ama diyemiyorum, yazamıyorum. Yazarsam kalemler bitecek, söylersem vakit geçecek...
Geçen senin olduğun yerlere gelmek istedim. Geldimde hatta kalbim ağrıdı sevgilim, sızladı... Nefes alamaz oldum, bir an her şey bitsin istedim ama bitmedi işte... Zor da olsa yaşadığın yerlerden geçtim sevgilim. Zorda olsa...
Neyse sevgilim fazla uzatmayacağım. Dinle bu şarkıyı....
http://www.dailymotion.com/video/xfiq1g_alper-yekeroylu-gytme-gulum_music
Sana yazacak ve söyleyecek o kadar çok şeyim var kki sevgilim. Ama diyemiyorum, yazamıyorum. Yazarsam kalemler bitecek, söylersem vakit geçecek...
Geçen senin olduğun yerlere gelmek istedim. Geldimde hatta kalbim ağrıdı sevgilim, sızladı... Nefes alamaz oldum, bir an her şey bitsin istedim ama bitmedi işte... Zor da olsa yaşadığın yerlerden geçtim sevgilim. Zorda olsa...
Neyse sevgilim fazla uzatmayacağım. Dinle bu şarkıyı....
http://www.dailymotion.com/video/xfiq1g_alper-yekeroylu-gytme-gulum_music
6 Nisan 2012 Cuma
Benden Selam Söyleyin
Yağmurdan çıkar gelirdim
Başımı öne eğerdim
İşsizdim biliyordun
Çaresizdim biliyordun
Yine de çok seviyordun
Ya sonra?
Benden selam söyleyin,
O nazlı sevgiliye
Tutsakmış da ne olmuş
Demiş birisine
Benden selam söyleyin
O nazlı gözlerime
Unutamadım unutamadım
Başımı öne eğerdim
İşsizdim biliyordun
Çaresizdim biliyordun
Yine de çok seviyordun
Ya sonra?
Benden selam söyleyin,
O nazlı sevgiliye
Tutsakmış da ne olmuş
Demiş birisine
Benden selam söyleyin
O nazlı gözlerime
Unutamadım unutamadım
5 Nisan 2012 Perşembe
Hatıra Defteri...
Her Yazdığım Kitap, Seninle Geçen Günlerimin Hatıra Defteri…
Öylesine, amaçsız ve başıboş gezdiğimi fark ettim bugün. Hani seninleyken olandan çok başka bir histi bu yaşadığım. Sabah uyandığımda banyoya gidip yıkarken yüzümü, fark ettim ki; artık aynada bile kendimi göremiyorum…
Dinlediğim şarkılar, okuduğum kitaplar, izlediğim filmlerde hep sen, ben ve biz varken, yediğim içtiğim, seninleyken gittiğim yerler artık bana acı bir tat veriyorken, anladım ki; artık nefes alıp verdiğimi bile bilmiyorum…
Beraber gittiğimiz yerlere şimdi benim dışımdaki sevdiklerinle gitmek nasıl bir duygu? Aklına geliyor mu güneşlenirken başımı çevirip sadece sana bakıp kulağına fısıldadıklarım? Ya aynı tadı veriyor mu bensiz oralarda yediğin haşlanmış mısır? Ben senin olmadığın saatlerde gittiğimde oralara, hissettim ki; her köşesinde izlerini bırakmışsın, ama nedense bizden bir iz göremiyorum…
Öylesine, amaçsız ve başıboş gezdiğimi fark ettim bugün. Hani seninleyken olandan çok başka bir histi bu yaşadığım. Sabah uyandığımda banyoya gidip yıkarken yüzümü, fark ettim ki; artık aynada bile kendimi göremiyorum…
Dinlediğim şarkılar, okuduğum kitaplar, izlediğim filmlerde hep sen, ben ve biz varken, yediğim içtiğim, seninleyken gittiğim yerler artık bana acı bir tat veriyorken, anladım ki; artık nefes alıp verdiğimi bile bilmiyorum…
Beraber gittiğimiz yerlere şimdi benim dışımdaki sevdiklerinle gitmek nasıl bir duygu? Aklına geliyor mu güneşlenirken başımı çevirip sadece sana bakıp kulağına fısıldadıklarım? Ya aynı tadı veriyor mu bensiz oralarda yediğin haşlanmış mısır? Ben senin olmadığın saatlerde gittiğimde oralara, hissettim ki; her köşesinde izlerini bırakmışsın, ama nedense bizden bir iz göremiyorum…
4 Nisan 2012 Çarşamba
Öyle özledimki seni...
Ben ki alışkın değilim sensiz uyku tutturabildiğim gecelere,
Duymadan o güzel sesini, uyku girmiyor işte bu yorgun gözlerime.
Sabah gözümü ilk açtığımda elim hemen telefona gidiyor, acaba aradı mı? Diye.
Ama her defasında senin dışında onlarca kişi görüyorum telefonuma numaralarını cevapsız diye bırakan.
Öyle özledim ki, sesinin sesimdeki yankısını!
Çocuksu gülümsemene neden olan maymunluklarımı...
Beni sevme şeklini öyle özledim ki...
Bu lanet dünyada her geçen gün soğuyor insan hayattan, yaşamaktan.
Çünkü hiçbir şey istediğimiz gibi gitmiyor maalesef.
Dünyanın adil olmasını bekliyoruz, hani hiç değilse bize zarar vermemesini, huzurlu olmayı...
Ama sanırım sabır taşı misali, bizi tam ortamızdan çatlatmaya niyetli.
Duymadan o güzel sesini, uyku girmiyor işte bu yorgun gözlerime.
Sabah gözümü ilk açtığımda elim hemen telefona gidiyor, acaba aradı mı? Diye.
Ama her defasında senin dışında onlarca kişi görüyorum telefonuma numaralarını cevapsız diye bırakan.
Öyle özledim ki, sesinin sesimdeki yankısını!
Çocuksu gülümsemene neden olan maymunluklarımı...
Beni sevme şeklini öyle özledim ki...
Bu lanet dünyada her geçen gün soğuyor insan hayattan, yaşamaktan.
Çünkü hiçbir şey istediğimiz gibi gitmiyor maalesef.
Dünyanın adil olmasını bekliyoruz, hani hiç değilse bize zarar vermemesini, huzurlu olmayı...
Ama sanırım sabır taşı misali, bizi tam ortamızdan çatlatmaya niyetli.
2 Nisan 2012 Pazartesi
Bitmez Sanıyordum Bitti
Bitmez sanıyordum ama bitti. Bu kadar acıtacağını sanmıyordum bu evden ayrılmanın beni. Nedense ayrılıklarda insan hep iyi ve güzel şeyleri anımsıyor. Şu küpleri İzmir yolundan almıştık… Halıdaki yeşil mum lekesinin sorumlusu sendin. Söndürmeyi unutup uyumuştuk. Sabah kalktığımda halıda yeşil, koca bir mum birikintisi vardı…
Kapıdan sana bakışımı hatırlıyor musun? Sorumlusu ben değildim ya, oh, istediğim gibi bakabilirim sana. Beraberliğimiz boyunca ne çok hırpaladın beni. Neyse, oldu bitti artık.
Biliyor musun, artık beni üzemeyeceksin… Bunu düşündükçe rahatlıyorum. Çalışma odanda istediğin kadar vakit geçir. Dolapların senin işte ferah ferah… Ne aptallık, seni zorla çiçek almaya göndermiştim. Balkona çiçek dikersek sanki evin içinde de çiçek açacaktık. Küçük güveç kaplar almıştım. Nane likörlü balık yapmıştım. Nereden geldi aklıma bunlar?.. Neyse..
Aslında sayende zayıfladım da… Beni kınaman çok dokunuyordu bana. Lokmalarımı sayıyordun yemekte… Şimdi gülüyorum yazarken, ama sana çatal batırmayı isterdim o anlarda. Bir Pazar akşamı aniden yemeğe gelmişlerdi arkadaşlarımız. Bezelye vardı… Pilav yapmıştım. Bezelyenin kıyması kokuyor diye yemeği çöpe boşaltmıştın. Acaba o gün neden öldürmedim seni?
Aslında acaba neden öldürmedim diye düşündüğüm çok an var, ama hayret, geçip gitti hepsi…
Kapıdan sana bakışımı hatırlıyor musun? Sorumlusu ben değildim ya, oh, istediğim gibi bakabilirim sana. Beraberliğimiz boyunca ne çok hırpaladın beni. Neyse, oldu bitti artık.
Biliyor musun, artık beni üzemeyeceksin… Bunu düşündükçe rahatlıyorum. Çalışma odanda istediğin kadar vakit geçir. Dolapların senin işte ferah ferah… Ne aptallık, seni zorla çiçek almaya göndermiştim. Balkona çiçek dikersek sanki evin içinde de çiçek açacaktık. Küçük güveç kaplar almıştım. Nane likörlü balık yapmıştım. Nereden geldi aklıma bunlar?.. Neyse..
Aslında sayende zayıfladım da… Beni kınaman çok dokunuyordu bana. Lokmalarımı sayıyordun yemekte… Şimdi gülüyorum yazarken, ama sana çatal batırmayı isterdim o anlarda. Bir Pazar akşamı aniden yemeğe gelmişlerdi arkadaşlarımız. Bezelye vardı… Pilav yapmıştım. Bezelyenin kıyması kokuyor diye yemeği çöpe boşaltmıştın. Acaba o gün neden öldürmedim seni?
Aslında acaba neden öldürmedim diye düşündüğüm çok an var, ama hayret, geçip gitti hepsi…
Geç Dönen Sevgili…!
Beş yıl olmuştu beraberlikleri başlayalı, Atilla çok yakışıklı, Büşra ise çok güzeldi çok uyumlulardı birbirlerine çok mutlu ve örnek bir aşkları vardı kimseyi umursamadan aşklarının tadını çıkartıyorlar ve sevgilerinin karşısında kimse duramıyordu kendi aralarında sözlenmişlerdi büyük bir aşktı bu. Bir gün yanlış bi anlaşılma yüzünden Atilla ile Büşra kavga ettiler ve Büşra Atilla’yı yüz üstü bırakıp ayrıldı ondan aynı mahallede oturuyorlar ve evleri karşılıklıydı Atilla ne yaptıysa olmadı bir türlü Büşra’nın geri dönmesini sağlayamadı ve uzun süre ayrı kalmışlardı Atilla artık eskisi gibi gülemiyor ve eğlenemiyordu Büşra ise Atilla’yı dışarıda gördüğünde suratına bile bakmıyordu.
Bir gün Atilla arkadaşlarıyla bir çay bahçesinde buluşup erkek erkeğe muhabbete dalmıştı birden çay bahçesine giren bir çift Atilla’nın dikkatini çekmişti, birde dönüp bakınca o erkeğin sarıldığı kızın Büşra olduğunu görmüştü ve o an donmuş kalmıştı Büşra Atilla’yı görmüş ama görmezlikten gelmiş Atilla o günden sonra kimselerle konuşmaz olup susmuştu. Artık ne camdan Büşraya bakıyor nede dışarı çıkıyordu artık hayata küsmüştü ve bir gün, Atilla bir çocukla Büşraya bi şiir yollamış Büşra şiiri alıp okumaya başlamış…
-Bir sabah sen uyurken, bir çığlık kopacak
Bu çığlık seni ve herkesi uyandıracak
Kalkıp nereden geliyor diye bakacaksın
Baktığında bizim evden geldiğini anlayacaksın
Sen daha şaşkınlığını atamadığın bir anda
Bir sela sesi çınlayacak bu şehrin sokaklarında
Tüm insanlar toplanacak birden oraya
Benim öldüğümü söyleyecekler sana
İnanmak istemeyeceksin onlara
Sonra koşup geleceksin bizim eve
Sarmışlar beni beyaz bir çarşafa
Bir hoca, dua edecek baş ucumda
Derken tabuta koymak isteyecekler beni
Vermemek için tutacaksın beyaz kefenimi
Yalvaran gözle bakacaksın onlara
Dokunmayın diyeceksin ne olur dokunmayın ona
Ben koyarım onu tabutuna
Ellerin varmayacak beni tabuta koymaya
Mecbur olduğunu anlayacaksın bir anda
Koyacaksın beni o uzun sandığa
Ve dönüp onlara beni sevdiğini söyleyeceksin
Sonra dönüp bana
İnan bu sözüm yalan değil diyeceksin
Sarılıp tabutuma bir off… çekeceksin
İşte o an benim aylarca çektiğimi
Sen bir anda çekeceksin
Geçte olsa hatanı anlayacaksın
Bir an yaşlı gözlerle bana bakacaksın
Bak sana döndüm diye yalvaracaksın…
Mecburen seni seveni..
Beyaz kefeninde bırakacaksın
Ve o günden sonra insanların dilinde
Geç dönen sevgili olarak anılacaksın”
Büşra şiiri tam bitirmiştiki birden bire Atilla’ın evinden bir çığlık koptu ve Büşra koşturdu o çığlığa ve Atilla’nın tavanda bir urganla asılı olduğunu gördü ve Büşra şiirin aynısını yaşadı. Bu olaydan sonra Büşra`yı ve Atilla’yı tanıyan kişilerin dilinde “GEÇ DÖNEN SEVGİLİ” diye anıldı…
1 Nisan 2012 Pazar
10 ay...
10 ay oldu sevgilim. Sensizliği yaşayalı 10 ay. Dile kolay sevgilim. Sensiz 1 saati bile geçiremezken 10 ay.
Düşünüyorumda nasıl geçirdim bu 10 ayı? Ne yaptım? Ne kattım kendime? Nasıl ayakta durdum? Zor oldu be sevgilim. Sensizlik, özlem, hasret, kokun kısacası seninle ilgili her şey için zordu benim için. Ama yaşamaya çalıştım -buna yaşamak denirse-.
Senden sonra kimseye "seni seviyorum" cümlesini yakıştıramadım. Aslında yakıştırmak istemedim. Çünkü o cümle seninle anlamlıydı, seninle güzeldi. Kısacası o cümle sendin. Sensizlik sevgilim öyle zor bir şeyki anlatılmaz yaşanır-yaşadık-.
Şimdi nasılsın bensiz? Mutlu musun? Huzurlu musun? Hayallerin gerçekleşti mi? Bensizken bir şeyler katabildin mi kendine.? Biliyorum katmıştırsın tabi bu sadece bir soru.
Biliyorum bu 10 ay bir yıl, belkide 10 yıl olacak. Ama şunu biliyorum yakında göreceğim seni, az kaldı sevgilim...
Düşünüyorumda nasıl geçirdim bu 10 ayı? Ne yaptım? Ne kattım kendime? Nasıl ayakta durdum? Zor oldu be sevgilim. Sensizlik, özlem, hasret, kokun kısacası seninle ilgili her şey için zordu benim için. Ama yaşamaya çalıştım -buna yaşamak denirse-.
Senden sonra kimseye "seni seviyorum" cümlesini yakıştıramadım. Aslında yakıştırmak istemedim. Çünkü o cümle seninle anlamlıydı, seninle güzeldi. Kısacası o cümle sendin. Sensizlik sevgilim öyle zor bir şeyki anlatılmaz yaşanır-yaşadık-.
Şimdi nasılsın bensiz? Mutlu musun? Huzurlu musun? Hayallerin gerçekleşti mi? Bensizken bir şeyler katabildin mi kendine.? Biliyorum katmıştırsın tabi bu sadece bir soru.
Biliyorum bu 10 ay bir yıl, belkide 10 yıl olacak. Ama şunu biliyorum yakında göreceğim seni, az kaldı sevgilim...
10aydilekolay...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)