22 Ocak 2014 Çarşamba

özlüyorum sadece o kadar


Özlüyorum işte defalarca söyledim bu kelimeyi biliyorum ve biliyorum ki defalarca daha söyleyeceğim. Susadım, açıktım, hastayım gibi yani hiç sonu gelmeyecek onu biliyorum. Senin yanında seni özleyeceğim belki gün gelecek belki de sadece seni özleyeceğim. İnsanlar neden özler onu hiç bilmem. Zaten bilmediğim için özlüyorum ki bilsem özlemem çünkü bildiğim bir şeyin nasıl olmayacağını da bilirim onları yaparım özlemem yani. ama..

sen olunca bilsem bile özlerim ey yâr..

gözyaşı tuzluymuş yeni fark ettim. ilk defa tadına vardım ağlamam çok oldu sanırım uzunca bir süreden beri yazmayıp içimi dökmediğimden galiba. istanbul gibiyim sanırımbir türlü yağmur yağmadı yağmadı. yağmur yağmadığında yazmadım. şimdi yağmur yağıyor sanırım dışarıya bakacak halim yok. başım ağrıyor. ellerim zor yazıyor. daha yazının başında olmama rağmen zor yazıyor işte. bu sefer farklı sevgili. acın çok derine işledi. mıhlandın kalbime çıkamıyorsun..

yağmur ağlatıyor sanırım insanı. ondan dolayı ki yağmur yağdığında hep ağlarım ve yazarım çünkü klasik bi laf olacak ama insanlar gerçekten yağmur yağdığında senin ağladığını fark etmiyor. denemelisin sevgili.

Özlüyorum işte özlemenin ne demek olduğunu bilmeden. seni görmeden, sesini duymadan, kokunu içime çekmeden özlüyorum. görmediğim bi şehir gibisin adını biliyorum özelliklerini biliyorum ama gidemiyorum ki sana. biletim yok. param yok. gücüm yok. en önemlisi yolu bilmiyorum. bilinmezlikler içinde yaşıyorum işte. sen olsaydın eğer bildiğim tek şey seni sevdiğim olurdu. ki zaten şuan bir tek onu biliyorum. sen olsaydın eğer başka şeyler de bilirdim. mesela saçının hangi renk olduğunu, en son izlediğin diziyi, akşam ne yediğini, yarın ne giyeceğim telaşına düşüp ne giymeye karar verdiğini bilirdim. saçma geleiblir ama inan bana bunlar dünyanın en güzel şeyleriydi benim için. öyle işte sevgilim. bilinmezlikte bir seni biliyorum ben.

Seni hep seviyorum.
Bunu sakın unutma