29 Mayıs 2013 Çarşamba

izin versen girebilirdim kalbine...

ah bi gelsen.
gelmişini geçmişini seveceğim sevgili.
bi gelsen.
sarılıp uyuyacağım. kış uykusuymuş gibi uyuyacağım.
bi gelsen.
öpeceğim annesini yıllarca görmemiş oğul özlemiyle.
ah bi gelsen...

satırlarımda seni neden hep anneme benzetiyorum? neden göz yaşlarımı da satırlarıma hapsedemiyorum?
gözlerimi kapatıyorum sen.
açıyorum yine sen.
sen nasıl bir şeysin?
sen sevgisi mi var yoksa sen tutkusu mu?
ben sana dosdoğru aşığım sevgili. geçmişimi unutacak geleceğimi yok sayacak kadar. ben sana aşığım sevgili. ve sen bunu biliyorsun. bildikçe benden vazgeçiyorsun. vazgeçmesen olmaz mı?

bu aralar içimde senin yaşadığın yaşayacağın yerlere gelme fikri var. yazın senin olduğun yerlere geleceğim belki de seninle aynı havayı soluyacağız. aynı kaldırımlarda yürüyeceğim. aynı manzaraya bakacağım. aynı bakkaldan bi ekmek alacağız belki. ama sen olmayacaksın senin olmaman koymazda bunları sensiz düşünüyor olmam koyar be sevgili... sen olsan birlikte düşünsek bunları. konuşsak planlar yapsak. gerçekleşse ama bu sefer.
seninle büyüsem yeniden. seninle yaşlansam her gün. akrep ve yelkovana inat geceleri seninle konuşuyorum diye uyumasam. sadece gülünce ağlasam. kahkahalarım sahte değilde gerçekci olsa.
bi öpsem, bi sarılsam, bi seni seviyorumu bahşetsem, bi sen olsan, bitek sen....

ben seni çok özledim.
seni özledin mi?

26 Mayıs 2013 Pazar

arada gel olur mu?

nerelerdesin? ne yapıyorsun? mutlu musun? umutlu musun? aklına düşüyor muyum hiç? yılda bir kaç kez saçlarına düşen aklar gibi düşsem yeterli. sevmesende aklına düşeyim. gel özlem giderelim sonra yine git gideceksen. sevme ama gel. gitme ama gel. gelme ama gel...

yanımda olmanı isterdim. seninle gülmek, seninle ağlamak, seninle kalbimdeki sana sarılmak. sana sarılınca senin solun benim sağım, benim solum senin sağın olsun isterdim. biz evlenemesek bile kalplerimiz evlensin bırak. onlar sevsin birbirini.

zamanın olmadığı bir yerde seni sevmek isterdim. insanlarında olmadığı sadece senin ve benim olabileceğimiz. köpeklerimiz olsun mesela. bir de çok şarabımız olsun sen içmezsin ama olsun yine de olsun. müzik dinleyelim. koşturalım çocuklar gibi sahillerde. seni gördüğümde bir suç işlemişte annesinden azar yemiş çocuktaki utangaçlık olsun yüzümde. konuşmayalım aman ha. sakın susalım. bu anın büyüsü bozulmasın. tek kelime etmeyelim. konuşacaksakda yazarak anlatalım her şeyimizi. ya da işaret diliyle. ama konuşmayalım lütfen konuşmayalım konuşursak her şey bozulur çünkü.

sessizliği şöyle bozalım kulağına yaklaşayım ve usulca bahşedeyim "ben seni seviyorum"'u. bu sefer her zamankinden farklı olsun. cevap verme sen beklememde zaten cevap. ama sende sev olur mu?

sev olur mu? sev çünkü ben iyileştim.
gel olur mu? gel çünkü ben düzeldim.
sarıl olur mu? sarıl çünkü ben özledim.
öp olur mu? öp çünkü ben özledim.
dokun olur mu? dokun çünkü ben unuttum.
sev, gel, sarıl, öp, dokun.
bitme.

23 Mayıs 2013 Perşembe

neden her arayan özel numara sensin?

neden her arayan özel numarası sen zannediyorum? neden içimde ümitsiz bi mutluluk oluyor? neden her özel numara sensin benim için? üşenmesem kalkıp her kişiyi telefonuma  özel numara isminde kaydedeceğim. yüzlerce kişi sen olacak bi anda. hep sen arayacaksın beni ama sesin hiç sana benzemeyecek. başka bedenlerde başka bi sen oluyorsun.

neden her arayan özel numara sensin? yoksa dün bana verdiğin herdiyelere baktığım için mi böyle? neden sen şimi yoksun onlar var? neden sen sadece cümlelerimde saklısın? neden cümlelerimde gizli bi özne gibi seni görüyorum? neden beni tamamlayan özne ya da sıfat değilsin? mesela neden ben elifin sevgilisi onur değilim? aklımda hep böyle aptalca sorular oluyor cevaplayan bir sen olmadan. olsun bi gün belki cevaplarsın kim bilir işte bi ümit ediyor insan. zamanında bana yazdığın o defteri okudum. okudukça ağladım ağladıkça özledim. yaşamaya devam ettim ama sor bi nasıl yaşama onu gel bir de bana sor ey yar. bi insan neden hala ölmez bu kalpte? neden bitmez bu sevgi? neden bitmedin sen hala....

yazdığım sen.
çizdiğim sen.
aklım fikrim sen.
bana bir sen
gerek ah bir bilsen.

19 Mayıs 2013 Pazar

seni ölümü özler gibi sevdim.

öyle çok özledim ki seni. anlatamam. dilim güçsüz kesilir anlatmaya başlarsam. kulaklarınız duymaz çünkü daha önce duyumakdık bir şeydir bu. sana sensizliği anlatmak. anlatmaya çalışsam duyar mısın sevgili? içimdekileri sana tek tek döksem. bendeki değerini anlatsam anlar mısın sevgili? duyabilir misin?

sana çokca sevgili diyorum biliyorum sevgilim değilsin. sevdiğimsin bu vakitten sonra delice, kör kütük sevdiğim... sana öyle aşığım ki cümleler küsüyor yazarken. seni anlatıyorum ya tüm sıfatlar imreniyor kendinden. neyi sana yakıştırmaya çalışsam geride bıraktıklarım yalnız kalıyor. sana hiçbir şey yakışmıyor ey sevgili... sana bir ben yakışırdım. bir ben aşkı yaraşırdı sana şimdi kimin aşkı yaraşıyor? kimin sevişleri? kimin bakışları?

öyle öyledim ki seni. gel bi kere konuşalım sonra yine gidersin. bir kere göreyim seni, bir kere kokunu içime çekeyim. bir kere sarılayım. sımsıkı... seni çok özlüyorum işte.

bir daha seninle olmayacağını biliyorum ama özlüyorum elimde değil. her şeyimi senin üzerine kurdum ben. her şeyim senindi. ben senindim. ne yapayım.. seni öyle bir özlüyorum ki. yetim kalmış bir çocuk gibi... hep imreniyoruminsanlara onlar mutlu neden ben sensiz mutlu değilim? neden sensiz mutsuzum.... olmayacaksın bir daha biliyorum. bu acı gerçeğe kendimi alıştıramıyorum. beynim inansa kalbim vazgeçiriyor. bir yerlerim inansa hep bir yerlerim eksik kalıyor. seni kaybettim aptalca hatalar yaparak çocukca hatalar yaparak kaybettim...

ama bir şeyleri fark et artık elif biz o zaman çocuktuk. şimdi büyüdük, büyüdüm... eski konuşmalarımızı okuyorum da sana neler yapmışım öyle. şimdiki aklım olsa birini bile yapmazdım. sana şuanda başkalarına vermeye çalıştığım sevgimi verirdim. hepsi senin olurdu. ailemden sonra kalan hepsi senin olsun işte. seni sadece severdim. sadece anlardım. sadece sen olurdun...

elif seni seviyorum işte. anla bunu gör. gör bu aşıkın halini. gör bu zavallı insanın halini. harabım senden sonra. her savaştan yenik çıkıyorum. benim tek savaşım sendin. seni sevmek, seni sevmek, seni sevmek...

seni öyle çok seviyorum ki anlatamıyorum işte. elini kalbime götür oradaki sana anlatacak her şeyi.
ben ölenedek seni bekleyeceğim. kimseler bilmeyecek.
ben hep seni seveceğim kimseler görmeyecek.
sen benim sonumsun ey sevgili.
seni ölümü özler gibi özledim.
artık gelsen sevgili?
ben ölsem.
yeniden doğursan beni.
her yerimi ilmik ilmiş işlesen.
bedenimdeki tüm izleri kapatarak.
yaralarımı sararak.
kalbimde ise sadece sen olarak.
sevsen beni.
öpsen.
ben uyusam.
dizlerin sevinse.

18 Mayıs 2013 Cumartesi

ben hep seni beklicem...

oturdum tüm konuşmaları okudum. eskiden olan. hepsini ne varsa...
okudukça sana yeniden aşık oldum yeniden seni sevdim yeniden seninle birlikte oldum. en mutlu anlarımızı, en mutsuz anlarımızı seni üzdüğüm anların hepsini baştan aşağıya geçirdim. ben seni çok seviyorum elif. sensiz olmayacağını her zaman biliyordum ama bu sefer daha bi başka oldu. sadece seni istiyorum. sadece senle olmak senle.

ben hep seni bekleyeceğim. peki ya sen kimi?
ben hep senin için yanıp tutuşacağım peki ya sen kim için?
bitsin bu ayrılık.
bitsin bu özlem.
yeter artık gel.
geleyim.
birleşelim artık. bitsin bu aptalca kaçışmalar.
aptal olmayalım artık. gel hayallerimizi gerçekleştirelim. senin istediğin her şey benim istediğim her şey olsun. sen bana karış ben sana karışayım yine. kavga edelim. ama biz olalım ya biz. olsun mutsuzda olsak biz olalım. bu sefer elini tutayım. hiç bırakmayayım. hiç öpmeyeyim belki de. ama sadece sen ol razıyım. sarılayım o yeter bana...

daha çok ağlayacağım bugün, daha çok sevişeceğim resimlerinle, daha çok aşık olacağım sana, daha çok sen olacaksın içimde. peki ya sen bilecek misin bunu? bugün gökyüzünü her gördüğümde seni seviyorumu bahşedeceğim. belki yağan bir yağmurda seni seviyorumlarım sana dokunur da anlarsın ne denli sevdiğimi...

kaç özür bahşetmeliyim kulağına, "affet beni ey başına eskiyi yakıştıramadığım sevgili. ben çocuktum. bilemedim değerini. affet beni ey sevgili. çocuktum seni sevemedim... senden binlerce kez özür dilesem sahi gelir miydin?" hani derler ya özrü kabahatinden büyük diye. sen özürdün ben kabahat. seni sevmem ise bambaşka.

Biz hiç beceremedik sevmeyi de terk etmeyi de.
Aşk kokan dudakların karşısında direnmeyi de.
Biz hiç beceremedik sevmeyi de terk etmeyi de.
Aşk dolu mısraların karşısında direnmeyi de.


Sensizlik senfonisi part iki.

Ayrılığın ikinci yılı doldu “eski” sevgili… sensiz koskoca iki yıl dile kolay kalbe zor. Neden bu kadar uzun sürdü bu ayrılık? Sahi gerçekten bittik mi biz? Unuttuk mu birbirimizi? Ben seninle en fazla 1-2 gün ayrı kalabilirdim. Nasıl iki yıl ayrı kalabildim. Sesini duymadan en fazla 1 ay dayanabilirdim. Nasıl şimdi 2 yıl oldu ki? Kokuna hiç girmiyorum zaten, gözlerine bakmayı da karıştırmıyorum çünkü bunlarsız ben yaşayamazdım. Şimdi nasıl yaşıyorum sevgili…

Unutamam seni ben. Ömrümden yıllar geçse de son nefesimde seni sayıklarım biliyorum. Ben böyle sevdim seni böyle aşık oldum. İlmik ilmik içime işledim seni. Usta bir terzi edasıyla. Kimselerin dokunamayacağı kimselerin çözemeyeceği. Sen başkasın sevgili..

Bak sevgili (sevgilim değilsin biliyorum)
Nasılsın? Gittiğin yerler nasıl? Gülebiliyor musun eskisi gibi? İnsanlar nasıl orada, orada ayrılık var mı?
Geç karşıma ey sevgili, başına eskiyi yakıştıramadığım kadın. Doğmamış çocuklarımın anası. Alın yazım… İçimi açacağım içimde ne varsa göreceksin, gözlerimi sana vereceğim kendini benim gözümden göreceksin. Tenime dokunacaksın her yerde senin yaralarını göreceksin. Senin açmış olduğun aşk yaralarını kimsenin kapatamadığı sadece senin kapatabildiğin. Kulaklarım al senin olsun kulağımda çınlayan o bülbül sesini duy. En son bana “seni seviyorum” diyişini duy. Hep çınlıyor işte. Duyda tekrar aşık ol sevgili tekrar. Kalbimi al eline kulağına götür duyacaksın orada atan “elif elif elif” nağmelerini. Duyda tekrar aşık ol sevgili tekrar. Tüm bedenim sen olmuşsun işte tepeden tırnağa sen. Sen için atan bir kalp, senin yaralarınla sarılı bir beden, sesinin çınladığı bir kulak… Ben sen miyim sevgili? Ben sensem sensiz koyar mıydım beni?

Sensizken günlerim boktan geçiyor, saçma insanlar oluyor hayatımda saçma kişiler hep. Bugün gittim ayrılığımızın ikinci yılı diye oturdum uzun süre denizi seyrettim. Denizi seyretmek bana iyi geliyor bırakıyorum her şeyimi denize nede olsa bir denizde ya da akarsuda bir daha yıkanamazsın. Neyim varsa bıraktım. Yoklukları, sıkıntıları, dertleri kederleri sadece sana olan sevgimle baş başa kaldım. Açtım bir kitap en duygusal olanlarından okudum okudum okudum. Okudukça seni hatırladım seni daha çok sevdim. Her satırlarında seni andım kulağın çınladı mı? sonra üşümeye başladım sen olsaydın yanımda eminim sende üşürdün. Bende fırsattan istifade edip sana ceketimi verebilirdim. Kışın elin üşüdüğünde eldivenlerimi verdiğim gibi. Sahi kaç kış geçti ondan itibaren? 2 ya da 3 olmalı. Mevsimlerde çabuk geçiyor sen yokken onlarda mı kaçıyor benden? Hava kararmaya başladı martılar denizin üzerine kondu. Herkes eşini buldu anlayacağın. Etraftaki insanlarda günün telaşı bitmiş, haftanın yorgunluğuyla yürüyorlardı onları izledim. Kaçında ayrılık acısı vardı kaçında mutluluk. Yüzlerinden tahmin etmeye başladım. Saydığımda ise ayrılık acısı daha ağır basıyordu. Sahi bugün herkes mi ayrılmıştı? Yoksa bana herkes mi ayrı geliyordu. Sana benzettiğim insan sayısı bugün daha çok oldu daha çok insan daha az sen. Yapboz aldığın günden beri insanlardan bir sen yapmaya çalışıyorum ama hiç bi insan o son parçayı dolduramıyor. Bakışını, kokunu, sözlerini…

Orada oturan bir abi dikkatimi çekti. Baya efkarlanmış olmalı ki yanına 3 tane bira alıp geçti oturdu kayalıklara kim bilir kimden ayrıldı ne acısı vardı. Gidip dert ortağı olmak isterdim. Olmadı. Yapamadım….

Sonra usulca arkadaşımdan aldığım tek dal sigarayı cebimden çıkarttım. Her gün senin için yanan kalbimin ateşine benzer bi ateşle yakı verdim. Sigarayı ciğerlerime ilk defa bugün çektim. İçimdesin ya hani belki bugün ölürsün. Bugün bitersin diye… Olmadı beceremedim sevgilim bugünde seni içimde öldüremedim. Ne hikmetse seni içimde öldürmeye çalıştığım tüm çabalarımda sen yeniden alevleniyorsun, yeniden doğuyorsun. Bildiğin ölmeyen sevgilisin. Ve bu ölüm girişimleri de seni daha da mı güçlendiriyor ne? Sigaramın bitmesine ramak kala aklıma en son “seni seviyorum” dediğim zaman geldi. Sahi ne kadar geçti üzerinden sevgili? Belki o zaman yeni doğan bebekler yürüyor olabilir. Oğullar askerden gelmiş hatta işini bulmuş olabilir. Yani anlayacağın çok zaman geçti sevgili benzetmeye gerek yok işte. Geçti seneler sensiz bir bensiz.

Sigaramın sonuna yaklaştığımda bir şey fark ettim. Martılar giderek benden uzaklaşıyordu. Onlarla ettiğim muhabbet onları sıkmış olmalı ki kaçıyordular. Aslında sıkıcı bir şey anlatmadım ki ben. Sadece seni anlattım. Aralarından tek bi martı kaldı. Sanırım o da bendim. Herkes gitti tek o kaldı. Ona senin nasıl güzel olduğunu, nasıl ahlaklı olduğunu, nasıl konuştuğunu ve seni nasıl sevdiğimi anladım. Sanki beni dinliyordu. Benimle ilgileniyordu başını yana yatırmış bir vaziyetteydi. Sanırım dinliyordu. Anlattım işte ona ne varsa. Sonra o da dayanamayıp gitti. Sanırım “böyle güzellik olmaz lan” diyip gitmiş olabilir. Ama sen benim gözümde anlattığım gibisin ey sevgili… inan bana.

Sensiz harap bitabım sevgili. Gel gör aşk beni neyledi. Gel gör ki gurur duy eserinle. Bu adam beni bu kadar sevdi de. Son nefesimde seni ne kadar çok sevdiğimi söyleyeyim gel. Sende cesaret edersen bunu dudağından tüm bedenine bahşet. Tüm bedenin şahit olsun seni nasıl sevdiğime.

Sen yokken annemler kötü, arkadaşlarım kötü, insanlar kötü, cansız varlıklar bile kötü. Ah bi gelsen. Hani kış gününde güneşi beklediğim gibi bekledim seni artık güneşim olsana? Artık gel bitsin bu ayrılık, bitsin bu kış. Kaç yıl sürmeli bu kış?

sensizliğim kutlu olsun ey sevgili.
ağlarken saklayamadım göz yaşlarımı.
kusuruma bakma.
gel aşk olsun.
seni çok seveceğim.
son nefesim.

12 Mayıs 2013 Pazar

anneler günün kutlu olsun...

sevdiğim kadın...
gelecekteki anne adayı.
şifa ve ulaş'ım baş kahramanı.
biricik "eski" sevgilim
şimdiden anneler günün kutlu olsun.
kim bilir o gün yanında olamayabilirim. gerçi şimdi de değilim ama olsun belki okursun.
anneler günün kutlu olsun...

sevdiğim kadının annesi,
elif'in baş kahramanı.
biricik "eski" sevgilimin annesi,
seninde anneler günün kutlu olsun.
tanımadım ama seni iyi birisin biliyorum, iyi bir ürün iyi bir makineden çıkar sözünü kanıtlayan örneksin işte.
sen güzelsin güzel senin güzelliğinden ötürü hatunkız.


annenin ve senin anneler gününü kutlarım. nice anneler gününe, annenin ellerinden öperim.
seni seviyorum...

6 Mayıs 2013 Pazartesi

özledim işte.

özledim seni. seni istiyorum başka kimseyi değil. seni çok özledim....

film arasi bitmeli mi artik?

arkadaşlarla konuşuyorduk eğer bi rakı masası kuruluyorsa o kesin bir kadın için kuruluyordur. onu unutmak için, onu yeniden sevmek için, onu mutlu etmek için. işte genelde içerisinde bi büyük olan rakı sofrasının kurulma amacı bir kadınmış... bazen yazarım bize bi büyük lazım diye. işte bi büyük ile seni unutabileceğimi seni düşünmeyeceğimi planıyorum. sadece planlıyorum. gerçeğe hiç geçirmedim. hiç denemedim. bir büyük içince seni unutacak mıyım? içtinden sonra sarhoş olunca numaran olsa seni arar mıydım? eminim ki arardım. sana koşarak gelir miydim? nağralar atar mıydım evinin önünde? atardım sanırım.. ben çok şey yapardım sevseydin, numaranı bilseydim, adresini bilseydim. ama işte kırılırsın düşüncesi var ya öyle bi aptallıktan dolayı hiçbir şey yapamam.

hiç olurum. bildiğin hiç. sen hiç yaşarken hiç oldun mu? hiçlik nedir bilir misin? onu deli gibi severken, ona aşıkken ve onun yerini kimse almayacağını bile bile onsuz kalmak nedir? ona gidememek nedir bilir misin? herkes birlik olsa bi o olmayacağını bilir misin? sen bunları bilir misin? ben hiçim uzun süreden beri. deli gibi seviyorum, aşığım, kimsenin senin olmayacağını biliyorum ama gelemiyorum. gelirsem çünkü mahvederim her şeyi. yok ederim. işte bu hiçlik. saçma işte biliyorum ama böyle...

sana sensizliğimi anlatacak kadar cümle ustası olamadım. yerleştiremedim cümlelere yalnızlığımı, sensizliğimi. her şey yapıyorum ama hep bi eksiklik var. kurduğum cümleler ilkokul çağındaki bir çocuğun kurmuş olduğu "ali ata bak. ışık ılık süt iç." gibi bir şey iste. anlamsız basit. sana olan muhtaçlığımı, yalnızlığımı ve sensizliğimi neden uzun cümlelerle anlatamıyorum? benim neden uzun cümleli yalnızlıklarım olmuyor? cümleler mi küstü bana? ben mi küstüm cümlelere? yoksa sen gitmeden önce öğretmedin mi bana uzun cümleler kurmayı? yoksa giderken kelimelerimi de mi aldın yanına? bıraktın mı beni saf olan, basit olan kelimelerle? neden böyleyim ki ben?

seni seviyorum gel bu konuda anlaşalım. sevgi karın doyurmaz, sevgi her şey için yeterli değil gibi cümlelerini bir kenara bırak. öyle otur karşıma sana her şeyimi anlatacağım. tüm ön yargıların kalsın bir kenarda sadece sen ve ben olak. bırak işte her şeyi... incir reçelindeki gibi çırılçıplak olalım duygusal olarak. üzerimizde yine bir şeyler olsun, hobi olarak yine olsun olmasın demiyorum.  otur şöyle etrafta mum ışıklarını hayal et. yerlerde güller...

bak sevgili, ben sana aşığım dosdoğru sana aşığım. senin için her şeyimi verebilirim. gerçi pek bir şeyim yok ama bilgisayarımı, elbiselerimi, telefonumu, defterlerimi, düşüncelerimi... neyi istersen al senin olsun. inan bana bir kere bu konuda mutabık olalım. ben seni seviyorum sana aşığım... deliler gibi. bıraktın di mi her şeyini kenara? ön yargılarını. aşk, sevgi yetmiyor bazen dediğini duyar oldum. kızıcam ama. yapma bunu adam akıllı bir şey söylüyoruz şurada.

olsun öyle diyorsun ama yeter bize. seviyorum ben seni. sende seviyor musun? aşık mısın? her şeyi göz ardı edebiliriz. her bi boku kenara koyabiliriz. sadece ikimiz oluruz. deli gibi birbirimizi kıskanırız. deli gibi sarılırız birbirimize kimse bizi ayıramaz. artık bu sefer gerçekten kimse bizi ayıramaz... en basit değer anlama yöntemi olan birini kaybedince değerini anlarsın metodunu yaşadım ben onla anladım vazgeçilmez değerini. onla patladım. onla içimi açtım sana. kaç yıl oldu hayatımda olalı? kaç yıl geçti? bu sevda biter mi sandın benden yana? kimse seni alamaz ki benden ben izin vermediğim sürece. vermeyeceğim de. çünkü sen bana yakışan en güzel şeysin. kalbimsin. annem gibisin. ben annem gibi olan bir insanı kaybedemem ki. ondan vazgeçemem ki. söylesene kim vazgeçebilir?

gel mutsuz olalım, kavga edelim. neden yemek yapmadı diyeyim. nedne geç geldin de bana. hesap sor. kzıdığın zaman trip at. arada seni sevmiyorum yalanları savur. cimcikle. ısır. döv. ama gel. biz olalım işte bitmesin bu hikaye kaldığı yerden devam etsin. hani olur ya güzel bir film arası onun gibi olsun bizim aşkımız, sevgimizde. film aramızı verdik yetmedi mi? vakti gelmedi mi ikinci yarısını görmeye? bu sefer filmin son anlarını yaşayalım. bitecekse de mezarda bitsin. the end misali... son nokta. son... ama orada bitsin sonumuz olalım.
hiçbir şey yarım kalmasın ey yarım sevgili.
gel tamamla bu yarını, yarini...

koca bir aşk hikayesi olsun bizim ki insanların aa bak vay be! diyecekleri cinsten ama demesinler de sonra nazar oluruz. gel işte naz etme sevgili. bitmeyen hikaye olalım. gel gönlümün sahibi. sonsuzum....

bitmeli mi bu film arası?
artık son mu olmalı?

5 Mayıs 2013 Pazar

saçmalamayı seviyorum

yazmak istiyorum. yazacak bir şey bulamıyorum. sana olan sevgimi anlatmak istiyorum anlatamıyorum. anlamıyorsun ya da anlamamak istiyorsun. çok saçma işte. sana neler anlatmak istiyorum bir bilsen. günler, haftalar, aylar, yıllar geçebilir anlatırken. dizine yatıp her şeyi anlatmak istiyorum apaçık. kimde seni aradığımı, kimde seni bulduğumu, kimde yarı sen olduğunu anlatmak istiyorum. içimizi acıtır belki bu anlatmalarım ama olsun dayanırız. çünkü sonuçta kimseyi bulamadım ki ben başkasında seni. aradım durdum sadece. tam buldum işte bu elifin aynısı dediğim kişi olmadı hiç. hep bin eksiğin oldu birilerinde. kimse sen olmayacak bunu anladım... zaten biliyordum kimsenin sen olmayacağını. sadece hani sen demiştin ya "onur sevgilin olmasını istemiyorsun istesen olur" diye sırf bunu gerçekleştirmek için denedim olmadı.

gurur duy kendinle, poh pohlansın her yerin. KİMSE SEN OLMADI. OLMAYACAKTA. bok kafalı. çük beyin. salak aptal.

attığım tivitleri üzerine alınma sakın. sana yazmıyorum ana duygusal olanlarını sana yazıyorum. ama atarlı giderleri sana yazmıyorum yazmam...merak etme. en son girdiğinde yazmayışından dolayı sana çok kırgınım kızgınım. ama neyse ya...

bi ödevimizden dolayı senin dershaneni seçebilirdim. bi arkadaşımla dershanene gelip sizin girmiş olduğunuz sınavların cevaplarını, optiklerini alıp gidecektik. ama son anda o optikleri başka biri bize verdi. ne yazık ki dershanene gelemiyorum.. gelmeyi o kadar çok isterdim ki güzel olurdu aslında. bilmeden seni görebilirdim. ne nasıl bilmeden lan. seni görmek için gelecektim oraya... ama nasip değilmiş. ama üzülmüyorum. yaz boyunca vaktim var. elbet yalovaya gelebilirim. gelirsem güzel olur. o zamana kadar adonislerimi geliştireceğim. ama sana baktırmayacağım peh. başkaları bakacak. keman çalmayı öğreneceğim. iş konusunda kendimi geliştireceğim. iyi bir şekilde ve görünümde senin karşına çıkarım belki kim bilir. belki de her zaman ki gibi bu yazdığımda lafta sözde kalır... kimbilir hayat bu söz veremeyiz bizi bozar. ama gelmeyi eğer olursa beni öyle görmeni çok isterim... neyse yazacaklarım bu kadar duygusal bi yazı olmadı sadece kendimi anlatmak istedim. anlattım da sanırım. neyse seni çok seviyorum, kendine iyi bak.

özlemek saçmalamak
saçmalamak sevmek
seni sevmek.

1 Mayıs 2013 Çarşamba

söylesene neden kaçtın?

Hayırdır? ne oldu birden kaçar oldun? görürken kaçar gider? aptalsın sen aptal. salaksın. insan gibi gelip neden yazmıyorsun? neden yazdığımda umursamadan cevap vermeden çıkıyorsun? amacın ne?

söylesene ne yaptım da bu denli kaçıyorsun? seni seviyorum ulan seviyorum işte aptal. salak gibi aşığım salak gibi seninim. sen ise kaçıp duruyorsun söylesene neden bunlar? neden!?

aptalsın sen gelip görüp yazmayan aptal salaksın! değerini bilmeyen aptal öküz salak. malak. sana o kadar kızgınım ki o kadar kırgınım ki ne diyeyim...