22 Ocak 2013 Salı

iki kişiliktir bu yaşananlar.

biri gelir hayatına girer.
biri çıkar hayatından.
kimse durmaz seninle kimse yolun sonunu görmez.
herkes gelir gider.
hayatıma girip çıkanlar arasında en değerlisi sendin.
gideceğini biteceğini bilsem bile yine seni severdim yine sana bağlanırdım yine sen olurdum.
insan birden bire iki iken tek oluveriyor.
yarım kalıyor insan.
giden hep bi yarısını götürür. hep bi yarımını alır giderken.
bazıları ise giderken tamamını alır.
senliğini benliğini.
senden sana hiçbir şey bırakmadan alır gider seni.
sanki tüm geçmişini, tüm benliğini alır ve hiç arkasına bakmadan gider.
yek olursun.
tek olursun.
iki kişiliklerden hep nefret edersin o zaman.
iki kişilik olan koltuklardan,
iki kişilik menülerden,
iki kişilik her ne varsa nefret edersin.
iki kişilik olsan aslında yeniden sevebilirsin belki.
ama onunla mı olmak var?
onsuz mu iki kişilik olmak var?
kabul edemezsin işte onsuz olan iki kişilikleri kabul edemezsin.
çünkü seni o giderken götürmüştür, kalbinde.
başkasına veremezsin kalbini verebilecek bi kalbin yoktur.
sahte sözler verirsin.
tutulmayacak onlarından.
hep o kaybettiğinle iki kişilik olmayı istersin onun hayalini yaşarsın.
ama sende bilirsin.
gidenler geri gelmez.
giden sadece zamandır.
ama herkese her şeye inat beklersin. iki kişilik olmayı.
kalbin inanır...
beynin saçma sapan beylik laflar kurup durar.
"giden gelmez.. giden gelmez... giden..."
ben hep kalbimi dinledim iki kişiliklerde
yani sende.
e sende gittiğine göre?
şimdi benim kalbim var mı sevgili?

3 Ocak 2013 Perşembe

sen benim sigaramsın...

uzun bir aradan sonra senli günleri tam anlamıyla yaşadığım günlerden biriydi.
soğuktu istanbul.
yaz soğu olur ya
onun gibiydi.
içimi ısıtmam lazım. üşümüştüm. istanbul bana inat öyle bi soğuktu ki. kediler, köpekler ısınacak yuva telaşı içindeydi.
ben ise hiçbir şeye aldırış etmeden dümdüz yürüyordum.
aklıma senin ilk sigara içisin geldi. anlatmıştın ya hani.
sana inat bende bir sigara içecektim kararlıydım.
hem içimi ısatacaktım hem de seninle aynı şeyi yapmış olacaktım.
yaktım.
ilk nefesimi çektim. ağzıma alıp hemen dışarı bıraktım içime çekmedim.
bir kaç kere böyle yaptım.
seninle ilk tanıştığımız günlere benzettim bunu. sadece konuşuyormuşsuz gibiyidik. içime almıyordum. almıyorduk.
sadece dudaktan çekip duruyorduk.
sonra birden içime çektim. öyle bir çektim ki sigaranın yarısına gelmiştim.
acemiydik.
kırılgandık.
dumanının dışarıya verirken. öksürdüm.
seni ne kadar içime çektiysem o kadar öksürdüm.
bu olayıda seninle tanışıp sevgili olmaya benzettim.
ne kadar çektiysem o kadar sen oldun içimde.
bi o kadar da vazgeçmesi dışarıya bırakması zor oldu.
yani benim ilk sigara içişimdeki dumanı ilk içime çekilişim sendin.
daha önce el değmemiş ciğerlere sen ilk kez nufüz ettin.
ilk kez sen oldun.
ilk kez sen kirlettin dumanınla, sevginle.
kendimi zehirliyorum ama biliyorum senle.
sen iyi gelmesen bile istiyorum işte.
seni içime çektikce sigaram bitiyor.
seni ne kadar içimde hissettikçe sigaram bitiyor.
senin gidişin,
senin bitişin gibi.
sonra bitirmemek için biraz yavaşlıyorum bi bakıyorum ki yavaş yavaş kül oluyorsun.
sonra var güçümle seni içime çekiyorum.
sigaranın sonunu bilirsin acı olur.
o misal
senin bitişinde acı oluyor.
ama değiyor bitişin acı olsada ağızda güzel bi tat bırakıyor.
canın bi sonrakini yakmak istiyor.
bir daha sen.
bir daha sen...
sonra hemen ardından bir sen daha yakıyorsun
yaktıkça zehirleniyorsun
mahvediyorsun kendini.
ama istiyorsun onsuz olmaz, onsuz yapamazsın sen bi o tiryakisisin.
onsuz yapamazsın sen onur yapamazsın.
her zor anında bi sigara yakarsın. içini acıtsada yaparsın.
sen bitiremediğim sigaramdın sevgili.
ilk içtiğim sigaradaki anım.
ilk içtiğim...
sen benim tek varlığımdın...
sen vazgeçilmezsin. her sigara yakışımda hatırlayacağım insansın.
ayrı olmamıza rağmen her sigara yakışım sensin artık.
senin için
senin için sevgili....

Kasım 2012
İstanbul
ben sigaraya başladım sevgili...

2 Ocak 2013 Çarşamba

mutluluga yolculuk...

kararlıyım ağlamayacağım bu yazımda. söz ağlamayacağım.
üzülmeyeceğim.
düşünemeyeceğim bir şeyi.
sadece seni sevdiğimi düşüneceğim o yeter ya bana diyeceğim içimden.
bazı insanların kurmuş olduğu motivasyon cümleleri yerine kendimi motivasyon cümlemi oluşturacağım.
"ben elifi seviyorum. dosdoğru ben elifi seviyorum."
cümlesini içimden defalarca söyleyeceğim.
bu bana yetecek biliyorum.
ve en zor anımda bunu söyleyeceğim inan bana.
kimsesiz olduğumda,
çoğul olduğumda.
onlar zamirinin içine sığdığımda.
-lar ekinin tamda anlamını verdiğimiz anlarda bile söyleyeceğim.
ben artık mutlu olmak istiyorum.
seni gördüğümde ağlamamak.
sesini duyduğumda.
yada adının geçti her yerde üzülmemek istiyorum.
kısacası senin yaptığın gibi "dayanmak" istiyorum.
bunu başarabilecek miyim?
bilmiyorum ama yapacağım.
sizler gibi gülmek istiyorum...
dünyaya en içten gülümsememi armağan etmek istiyorum.
bir şeyi takmamak.
insanları mutlu etmek uğruna kendi mutsuzluğumu hiçe saymamak istiyorum.
yani hep ben insanları mutlu etmek için uğraştım. onlar hiç uğraşmadı. kırdı yıprattı mahvetti attı.
artık kendi mutluluğumu düşüneceğim.
sırf başkası mutlu olacak diye ona doğum günü hediyesi almayacağım.
gidip anneme alacağım.
çünkü hastalığımda sağlığımda onlar yanımda olacak.
oluyorda.
mutlu olacağım işte anı yaşayacağım.
her metrobüs çıkışında
seni düşünmeyeceğim,
seni anmayacağım.
yolda giderken ulan bu elife nasılda benziyor demeyeceğim.
bi benzerlerini aramayacağım.
çünkü sen teksin.
her insan çift yaratılmış tezini yanıltan bir bireysin sen.
sen teksin.
olacağına bırakacağım. senin gibi.
bırakacağım her şeyi.
mutlu olacağım.
sakın ha! bu vazgeçiş bi kaçış değil.
sadece mutluluğa yolculuk.
senin yaptığın senin istediğin gibi.
kalbimde yine sen olacaksın.
ama bunu kimse bilmeyecek. kimse hissedemeyecek senden başka.
kimse güvenmeyeceğim. evet bu sefer gerçekten kimseye güvenmeyeceğim.
inanmayacağım kimseye. o böyle düşünmez demeyeceğim.
düşünür sonuç olarak insanoğlu. çiğ süt emmiştir yapar.
kimseyi kaybetmekten korkmayacağım.
kaybedince de üzülmeyeceğim.
üzülmeyeceğim işte.
tüm üzülüşlerimi senin yaptım ben. senden başkasına üzülemem ki.
her kaybedişte seni hatırlamayacağım.
Diğer kaybedişler ise, sadece o “ilk acıyı” hatırlattığı için acıdan sayılıyor! Her şeyiyle gerçek olan aşk, eğer bir kez yaşanıyorsa, “acılar” diye bir şey yoktur aşk serüveninde. Tek bir “acı” vardır.... Yani o ilk kaybediş... o ilk gözyaşı... Ondan sonrakiler, O ilk acıyı tazeleyen yeni yüzler sadece... insan her kaybettiğine “aşık” olmadığı halde, yine de üzülüyor...Onu yeni bir acı, yeni bir kaybediş olarak görüyor. Aslında insan her yeni kaybedişte, O ilk kaybettiğine yas tutuyor... Başka bir kılığa giriyor ilk acı. Başka bir ses, başka bir ad, başka bir beden olup çıkıveriyor insanın karşısına. Yoksa bir insan; aşk serüveninde birden fazla kişi yüzünden acı çekecek kadar güçsüz olabilir mi?
demiş okan savcı. ne güzel de demiş. 
ben hep üzülüyorum.
her arkadaşımı kaybettiğimde. hayatıma giren her insanı kaybettiğimde üzülüyorum.
ben hep kaybettiğimde seni hatırlıyorum. ilk kaybedişime dönüyorum. ilkime ağlıyorum.
insanları sevmesem bile kaybetmekten korkuyorum.
senden sonra kaybetmemeyi o kadar çok istiyorum ki.
en büyük yenilgimdin aşka karşı.
1-0 galip geldi aşk.
uzatmaları oynayamadık. bitiremedik.
hep galip geldi aşk...
her gidende bir senin parçanı hatırlıyorum. her gidende bir sen hatırlıyorum. her giden bir sen oluyor. gidenlerin bütünü sen. sensin aslında giden.
sadece yüzler farklı isimler farklı konumları farklı. her kaybediş seni hatırlatıyor...
artık mutlu olacağım.
kaybedişleri umursamayacağım.
seni kaybettim ben başkalarını neden takayım? neden üzüleyim??
ömürümü kaybetmişim. ömrün içindeki bir kalemin kaybını mı düşüneyim?
artık kimseyi düşünmeyeceğim.
kendimi ve hayallerimi.
bırakacağım her şeyi.
çok çalışacağım.
çok okuyacağım.
çok seveceğim kalbimdekini.
ama artık ben mutlu olacağım. bunda kararlıyım.
sizler gibi neşeli olup sizler gibi neşeli güleceğim.
gülüşlerimde 36 dişim görülecek o derece.
ama vazgeçmeyeceğim hiçbir şeyi
kadersen, kısmetsen olursun. oluruz.
bırakacağım her şeyi.
kaybetmeleri
mutsuzlukları
ağlamaları
gülmemeleri...

asla vazgeçmeyeceğim senden...
artık mutlululuğa yolculuk zamanı...
kendine iyi bak ey sevgili...